Pınar Solakoğlu – İngilizce Eğitim Koçu
Yıllardır İngilizce koçluğu yapıyorum. Öğrencilerime zaman zaman kitap, mobil uygulama ya da online kurs önermek kadar, dizi önerdiğim de oluyor. Çünkü bazı diziler gerçekten öğrenme sürecini destekleyecek kadar güçlü içerikler sunabiliyor. Squid Game de onlardan biri.
Squid Game izlerken İngilizce geliştirmek, doğru tekniklerle mümkün. Ama burada mesele sadece ekran karşısına geçip dizi izlemek değil. Hangi altyazıyı kullandığınızdan, sahneleri nasıl takip ettiğinize kadar pek çok detay öğrenme hızınızı etkiler.
Bu yazıda, Squid Game’i bir dil öğrenme aracına dönüştürmenin 5 etkili yolunu anlatacağım.
“Bu yazımdaki değerlendirmeler/incelemeler tamamen kişisel ve mesleki deneyimlerime dayanmakta olup, adı geçen kurumlarla herhangi bir ticari iş birliğim bulunmamaktadır.”

Squid Game’i İzlerken Nasıl İngilizce Öğrenilebilir?

Solakoğlu
Evet, dizi izleyerek İngilizce öğrenmek mümkün. Ama burada esas mesele nasıl izlediğiniz. Sadece altyazıyı açıp arkanıza yaslanmakla olmaz. Dikkatli izleme, not alma ve tekrar gibi aktif teknikleri kullanarak izlediğiniz diziyi bir öğrenme aracına çevirebilirsiniz.
Özellikle Squid Game günlük konuşma kalıpları, duygu ifadeleri ve emir kipleri açısından oldukça zengin bir dizi.
Aşağıda İngilizcesini geliştirmek isteyenlere Squid Game’den nasıl maksimum verim alabileceğinizi adım adım anlattım:

🎯 5 Etkili Yöntem
1. İngilizce Altyazı ile İzleyin: Kulak Aşinalığı Oluşturun
Bir dili duymaya alışmadan konuşmak zordur. O yüzden ilk adımınız, izlediğiniz diziyi bir dinleme pratiğine dönüştürmek olmalı.
Diziyi izlerken İngilizce altyazı kullanmak, aynı anda hem duymayı hem görmeyi sağlar. Bu da kelimeleri ses–yazı bağlantısıyla öğrenmenizi kolaylaştırır.
Burada önemli bir nokta var:
👉 Squid Game’i İngilizce dublaj yerine orijinal Korece sesle ve İngilizce altyazıyla izleyin. Çünkü dublaj, konuşma ritmini ve doğal telaffuzu yansıtmadığı için kulak gelişimini engeller.
İngilizce altyazı ile izlerken kazanacağınız 3 beceri:
- 🔊 Telaffuz farkındalığı – Kelimelerin doğru söylenişini duyarsınız.
- 🧠 Ritim algısı – Doğal duraksamalar ve vurgular kulağınıza yerleşir.
- 💬 Anlama pratiği – Sadece izleyici değil, aktif dinleyici olursunuz.
2. Duyduğunuzu Duraklatıp Tekrar Edin: “Shadowing” Tekniği ile Pratik Yapın
Duyarak öğrenmenin bir adım ötesine geçmek istiyorsanız, shadowing tam size göre. Bu teknik hem telaffuzunuzu hem de akıcılığınızı ciddi şekilde geliştirir.
Özellikle Squid Game oyunları verilirken, “Red Light, Green Light” gibi İngilizce komutları yüksek sesle tekrar etmek hem eğlenceli hem öğretici olabilir.
Shadowing Adımları:
- 🎬 Dizi orijinal sesle izlenir.
- ⏸️ Duyulan cümle duraklatılır.
- 🗣️ Aynı tonlama ve hızla tekrar edilir.
- 🔁 Gerekirse birkaç kez tekrarlanır.
🎧 Shadowing Nedir?
Bir konuşmayı dinlerken, duyduğun kelimeleri hemen ardından (hatta neredeyse eş zamanlı) tekrar edersin. Sanki konuşmacının “gölgesi” gibi onun arkasından konuşursun.

3. Karakter Repliklerini Not Alın: Günlük Dile Dair Gerçek Örnekler
Dizilerdeki en büyük avantajlardan biri, gerçek yaşamda kullanılan ifadeleri yakalayabilmenizdir. Squid Game bu açıdan oldukça zengin.
Önerim şu: Her bölümde dikkatinizi çeken, günlük dile ait kısa replikleri not alabilirsiniz. Sonra bu kalıpları kendi konuşmalarınızda denemeye çalışabilirsiniz.

📚 Squid Game’den En Çok Kullanılan 10 Kalıp
4. Yeni Kelimeleri ve Kalıpları Kendi Cümlelerinizle Kullanın
İngilizcenizi geliştirmek için diziler izlemek tek başına yeterli değil. Öğrendiğiniz kelimeleri ve kalıpları kendi cümlelerinizde kullanmazsanız kısa sürede unutabilirsiniz.
Örneğin dizide geçen şu ifadeyi alalım:
“I’ll do it no matter what.” (Kararlılık ifadesi. Ne olursa olsun yapacağım.)
Bu tarz kalıpları kendi yaşadığınız olaylara uyarlayın:
İngilizce | Türkçe |
---|---|
I’ll study every day, no matter what. | Her gün çalışacağım, ne olursa olsun. |
No matter what they say, I’m joining the game. | Ne derlerse desinler, oyuna katılıyorum. |

5. Dizi Üzerinden Mini Sözlük Oluşturun: Tema Temelli Öğrenme
Squid Game gibi dizilerde kelimeler belli temalar etrafında döner: komutlar, emir kipleri, duygu ifadeleri, güven-şüphe gibi sosyal kavramlar.
Bu bölümlerden oluşturacağınız mini sözlükler, kelimeleri bağlam içinde öğrenmenizi sağlar.
İngilizce | Türkçe | Nerede Geçti |
---|---|---|
Stop! | Dur! | 1. bölüm – Oyun sahnesi |
You’re eliminated. | Elendiniz. | 1. bölüm – Seçim sonrası |
Trust me. | Bana güven. | 3. bölüm – Takım kurma |
Daha fazla öneri almak ya da kişisel İngilizce pratiğiniz için destek istemek isterseniz, LinkedIn üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.
Dublaj mı Orijinal Ses mi? Dil Gelişimi Açısından Hangisi Daha Etkili?
Bu sorularınızın cevabı oldukça basit aslında. Her zaman orijinal ses, tercihen İngilizce altyazıyla birlikte.
Orijinal ses, dilin gerçek yapısını, telaffuzunu ve ritmini size sunar. Dublaj ise çoğu zaman doğallıktan uzaklaşır ve bu da öğrenme sürecini yavaşlatır.
Orijinal sesle izlemek ana dili İngilizce olan öğretmenlerle pratik yapmak gibidir. Çünkü kelimelerin gerçek tınısını ve kullanılışını doğal haliyle duymak, kelime haznenizi ve kulak aşinalığınızı artırır.
Özellik | Dublaj | Orijinal Ses |
---|---|---|
Gerçek Dil | ❌ | ✅ |
Telaffuz | ❌ | ✅ |
Rahatlık | ✅ | ❌ |

Kendi Öğrenme Rutininizi Kurun: Her Bölümden Sonra 10 Dakikalık Pratik
“İngilizce geliştirmek için diziler izliyorum ama kalıcı olmuyor.”
Eğer bunu siz de düşünüyorsanız bölümü izledikten sonra yaptığınız kısa pratikler, öğrenmeyi kalıcı hale getirir.
🎯 Önerim şu:
- Yeni kelimeleri ve kalıpları not alın. Bölümde dikkat çeken ifadeleri yazın.
- Aynı gün içinde en az bir kez tekrar edin. 10 dakikanızı bu kelimeleri yüksek sesle okumaya ayırın.
- Bu ifadelerle kendi cümlelerinizi kurun. Kendi hayatınıza uyarlayarak cümleler üretin.
- Sesli tekrar yapın. Telaffuzunuzu geliştirmek için bu cümleleri sesli tekrar edin.
- Ardından bu ifadeleri ana dili İngilizce olan biriyle konuşarak kullanmaya çalışın.
Bu aşamaları alışkanlık haline getirdiğinizde dizilerden öğrendiklerinizi gerçek konuşmalara kolayca taşıyabilirsiniz. Özellikle anadili İngilizce olan eğitmenlerle pratik yapmak, öğrendiklerinizi pekiştirmenin en etkili yollarından biridir.
Bu noktada, İngilizce koçluğu yaptığım öğrencilerime genellikle şu platformları öneriyorum:
Platform | Ana Dil İngilizce Öğretmen | Pedagojik Formasyon | Ekstra Not |
---|---|---|---|
Flalingo | ✅ Tümü | ✅ Eğitimli | Yalnızca ana dili İngilizce olan öğretmenler |
Cambly | ⚠️ Bazıları | ⚠️ Değişken | Öğretmen kalitesi değişkenlik gösterebilir |
Preply | ⚠️ Bazıları | ⚠️ Değişken | Eğitmen profilleri çok farklılık gösterebilir |
Tamamen ana dili İngilizce olan öğretmenlerle çalışmak istiyorsanız Flalingo öne çıkıyor. Ama “Ben farklı aksanlar da duyayım” diyorsanız, Cambly veya Preply’i de inceleyebilirsiniz.
İngilizce Geliştirirken Korece ile Karışıklık Yaşar mısınız?
Bu çok doğal bir endişe gibi görünse de, pratikte böyle bir sorunla karşılaşmazsınız. Çünkü:
- Bizim odak noktamız Korece değil, İngilizce altyazı.
- Ses orijinal olsa da, siz İngilizce altyazıya bakarak kelime kalıplarını öğreniyorsunuz.
- Duyduğunuz Korece ise, sadece dil öğrenme sürecinde bir arka plan sesi gibi işliyor – hatta odaklanmayı bile artırabilir.
Kısacası, Korece bilmenize gerek yok. İngilizce gelişiminizi destekleyecek olan şey, altyazıyı dikkatli okuma, duyduğunuzu tekrar etme ve sonrasında aktif pratiğe dönüştürme sürecidir.
Sıkça Sorulan Sorular
İngilizce öğrenme sürecinde, özellikle dizi izleyerek öğrenmek isteyenlerden sıkça duyduğum bazı soruların kısa ve net yanıtlarını aşağıda bulabilirsiniz.
Düzenli pratik yapın. Dizi izlemek, podcast dinlemek ve online dersler almak etkili sonuç verir.
Evet, doğru yöntemle izlerseniz geliştirir. İngilizce altyazı kullanarak aktif dinleme ve kelime takibi yapmanız gerekir. Dikkatli izleme, not alma ve tekrar şarttır.
Günlük pratik yaparak ve ana dili İngilizce olan eğitmenlerle konuşarak geliştirebilirsiniz. Flalingo, Cambly, Preply gibi konuşma odaklı platformlar bu süreçte çok yardımcı olur.
Pınar Solakoğlu Kimdir ?

Pınar Solakoğlu – İngilizce Eğitim Koçu
12 yılı aşkın süredir İngilizce Eğitim Koçu olarak birebir ve küçük gruplara koçluk yapıyor. Öğrencilerin özgüvenlerini artırmak ve günlük konuşma akıcılıklarını geliştirmek üzerine yoğunlaşmış.
Koçluk sürecinde öğrencilerin hedeflerine göre kişiselleştirilmiş programlar tasarlıyor.Online ders ortamlarında interaktif aktiviteler ve bireyselleştirilmiş geri bildirim yöntemleri kullanıyor.